AK Parti ve MHP’li Milletvekillerinin oylarıyla reddedildi

SİYASET 06.07.2023 - 13:52, Güncelleme: 06.07.2023 - 13:52
 

AK Parti ve MHP’li Milletvekillerinin oylarıyla reddedildi

SIĞINMACILARDAN KAYNAKLANAN ASAYİŞ SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI ÖNERİSİ;
İYİ Parti’nin, ‘Sığınmacılardan kaynaklanan asayiş sorunlarının araştırılması’ amacıyla verdiği Meclis araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi getirdi. İYİ Parti’nin önerisi AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önergenin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, şunları söyledi: “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yanlış Suriye politikası sonucunda yakın insanlık tarihinin gördüğü en büyük göç dalgasına maruz kalmış ve dünyada en fazla sığınmacı bulunduran ülke haline gelmiştir. Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre ülkemizde 3,3 milyon geçici koruma statüsünde Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. Ancak geçici yönetmeliğine aykırı olarak vatandaşlık verilen Suriyeliler ve kayıt dışı olanlarda ilave edildiğinde bu sayının 5 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Hacettepe Üniversitesi’nin yapmış olduğu bir araştırma var. Bu araştırmaya göre Suriyeli sığınmacıların doğum oranı 5,3 iken Türk vatandaşlarımızın sadece 1,7. Suriyeli sığınmacı sayısının böylesine yüksek oranda bir doğum oranıyla birlikte gelecek 10 yıl içerisinde 15 milyon kişiyi aşacağı aşikardır. Böylesine büyük bir yabancı nüfusun gelecekteki muhtemel siyasi hak talepleri ve toplumsal olaylarla birlikte Türkiye’nin başına açacağı dertleri varın siz düşünün. “BURADAKİ TEHLİKEYE DAHA ÖNCE DİKKAT ÇEKMİŞTİM” Memleketim Kocaeli’ye bağlı Dilovası ilçesi 50 binden fazla nüfusa ev sahipliği yapmasına rağmen sığınmacıların da nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölge. Buradaki tehlikeye daha önce dikkat çekmiştim. 10 Mart 2023 tarihinde dönemin İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’ya verdiğim soru önergesiyle ‘Dilovası’ndaki Suriyeli nüfus artışı ve getirdiği sorunların çözümü yolunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?’ diye sormuştum. Sayın bakan bu soru önergeme ne yazık ki cevap verme gereği bile duymadı. Üstüne basa basa dikkat çektiğimiz, vurguladığımız Dilovası’ndaki sığınmacı sorunu 2 Temmuz Pazar günü bir takım toplumsal meselelere sebebiyet verdi. Suriyeli sığınmacılardan oluşan bir grupla, Dilovası’ndaki mukim vatandaşlarımız arasında çok ciddi bir kavga meselesi geldi. Birisinin evinin basıldığı iddia edildi. Sayın valinin açıklamasına göre Türkiye’de yerleşik Türk vatandaşları Suriyelilerin evlerini bastı, oradaki vatandaşların izahına göre Suriyeliler onların evlerini bastı. Kimin evinin basıldığını bilmiyorum. Sayın valinin dediğini de doğru kabul ediyorum ama netice itibariyle orada bir mesele bir sıkıntı var. Kimin kimin evini bastığı bu sıkıntının şeklini değiştirmiyor. Bu olayın ardından valinin açıklaması var. Evcil hayvan öldürülmesi sebebiyle vatandaşlar arasında bir tartışma olmuş. 10 kişinin de Kocaeli İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne deport edilmek üzere teslim edildiğini söyledi. Bir infial ortada, bu açıklamalar bu infiali ortadan kaldırmıyor. Gelecek için endişeleri ortadan kaldırmıyor. Ciddi bir güvenlik meselesini ortadan kaldırmıyor. Milletin teveccühüyle iktidara gelmeniz, iktidar olmanın size yüklediği sorumluluk ve tarihe karşı olan vebalinizi azaltmıyor. Bilakis böyle büyük bir beka meselesine karşı yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızdan da sorumlusunuz. “DİLOVASI’NDA GERÇEKLEŞEN OLAY, TÜRKİYE GENELİNDE DE GERÇEKLEŞEBİLİR” Türkiye’nin demografik yapısını ve Türk milli kimliğini bugün muhafaza edecek adımları atmazsanız, kendi seçmeniniz de dahil olmak üzere Türk toplumunun tüm kesimlerinin bu husustaki taleplerini bugün yine görmemezlikten gelirseniz emin olun yarın çok geç olacak. Hem Suriyeli sığınmacıların hızlı nüfus artışı hem de gelecekte gerçekleşmesi muhtemel siyasi hak talepleri dikkate alındığında Dilovası’nda gerçekleşen toplumsal olayların yakın gelecekte daha geniş bir mecraya sirayet etmeyeceğini iddia etmek ne yazık ki mümkün değil. İktidar bu göç politikasını değiştirmedikçe Türkiye’de bu olaylar sona ermez, çoğalarak devam eder ve en nihayetinde Türkiye bu işten çok büyük zarar görür. Hükümetin Suriyeliler konusunda ciddi bir politika değişikliğine ihtiyacı vardır. Öncelikli olarak da iktidarın ülkemizi batılı ülkelerin sığınmacı deposu olmaktan bir an önce kurtarması gerekiyor. Bunun içinde mutlaka ve mutlaka gerekli adımların ivedilikle atılması gerekiyor. 18 Mart 2016 tarihli Geri Dönüş Mutabakatı Türk siyasi tarihinde imzalanmış en kötü anlaşmadır. Adeta modern bir kapitülasyondur. Türkiye’nin para karşılığında Avrupa Birliği’nin mülteci kampı haline getirilmesidir. Bu sebeple bu anlaşma derhal sona ermelidir. Yarından tezi yok Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyasi, ekonomik ve demografik sebeplerle Suriyeli sığınmacıların vatanlarına dönüş sürecini derhal planlamak ve bir an önce başlatmak mecburiyetindedir. Eğer iktidar mensupları kendi siyasi ve ideolojik nizamına uygun yeni bir kimlik oluşturmak istiyorsa, toplumsal desteğini sığınmacıları kalıcı hale getirerek değil, onlara vatandaşlık dağıtarak değil, kendi Türk vatandaşlarına, gençlerine sahip çıkarak halletmesi gerekiyor. Bugün yaptıkları bu büyük ihanetin bedelini yakın tarihte Türk milleti çok ağır bedellerle öder. Seçimde alınacak oylar için Türkiye’nin geleceğini feda etmenin hiçbir anlamı yoktur. Tüm partilere çağrımızdır; gelin hep birlikte milli bir tavırla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşı karşıya bırakıldığı demografik riskleri henüz vakit varken ortadan kaldıralım.” Görüşmelerin tamamlanmasının ardından İYİ Parti’nin grup önerisi AK Partili ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
SIĞINMACILARDAN KAYNAKLANAN ASAYİŞ SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI ÖNERİSİ;

İYİ Parti’nin, ‘Sığınmacılardan kaynaklanan asayiş sorunlarının araştırılması’ amacıyla verdiği Meclis araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi getirdi. İYİ Parti’nin önerisi AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önergenin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, şunları söyledi: “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yanlış Suriye politikası sonucunda yakın insanlık tarihinin gördüğü en büyük göç dalgasına maruz kalmış ve dünyada en fazla sığınmacı bulunduran ülke haline gelmiştir. Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre ülkemizde 3,3 milyon geçici koruma statüsünde Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. Ancak geçici yönetmeliğine aykırı olarak vatandaşlık verilen Suriyeliler ve kayıt dışı olanlarda ilave edildiğinde bu sayının 5 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Hacettepe Üniversitesi’nin yapmış olduğu bir araştırma var. Bu araştırmaya göre Suriyeli sığınmacıların doğum oranı 5,3 iken Türk vatandaşlarımızın sadece 1,7. Suriyeli sığınmacı sayısının böylesine yüksek oranda bir doğum oranıyla birlikte gelecek 10 yıl içerisinde 15 milyon kişiyi aşacağı aşikardır. Böylesine büyük bir yabancı nüfusun gelecekteki muhtemel siyasi hak talepleri ve toplumsal olaylarla birlikte Türkiye’nin başına açacağı dertleri varın siz düşünün.

“BURADAKİ TEHLİKEYE DAHA ÖNCE DİKKAT ÇEKMİŞTİM”

Memleketim Kocaeli’ye bağlı Dilovası ilçesi 50 binden fazla nüfusa ev sahipliği yapmasına rağmen sığınmacıların da nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölge. Buradaki tehlikeye daha önce dikkat çekmiştim. 10 Mart 2023 tarihinde dönemin İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’ya verdiğim soru önergesiyle ‘Dilovası’ndaki Suriyeli nüfus artışı ve getirdiği sorunların çözümü yolunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?’ diye sormuştum. Sayın bakan bu soru önergeme ne yazık ki cevap verme gereği bile duymadı. Üstüne basa basa dikkat çektiğimiz, vurguladığımız Dilovası’ndaki sığınmacı sorunu 2 Temmuz Pazar günü bir takım toplumsal meselelere sebebiyet verdi. Suriyeli sığınmacılardan oluşan bir grupla, Dilovası’ndaki mukim vatandaşlarımız arasında çok ciddi bir kavga meselesi geldi. Birisinin evinin basıldığı iddia edildi. Sayın valinin açıklamasına göre Türkiye’de yerleşik Türk vatandaşları Suriyelilerin evlerini bastı, oradaki vatandaşların izahına göre Suriyeliler onların evlerini bastı. Kimin evinin basıldığını bilmiyorum. Sayın valinin dediğini de doğru kabul ediyorum ama netice itibariyle orada bir mesele bir sıkıntı var. Kimin kimin evini bastığı bu sıkıntının şeklini değiştirmiyor. Bu olayın ardından valinin açıklaması var. Evcil hayvan öldürülmesi sebebiyle vatandaşlar arasında bir tartışma olmuş. 10 kişinin de Kocaeli İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne deport edilmek üzere teslim edildiğini söyledi. Bir infial ortada, bu açıklamalar bu infiali ortadan kaldırmıyor. Gelecek için endişeleri ortadan kaldırmıyor. Ciddi bir güvenlik meselesini ortadan kaldırmıyor. Milletin teveccühüyle iktidara gelmeniz, iktidar olmanın size yüklediği sorumluluk ve tarihe karşı olan vebalinizi azaltmıyor. Bilakis böyle büyük bir beka meselesine karşı yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızdan da sorumlusunuz.

“DİLOVASI’NDA GERÇEKLEŞEN OLAY, TÜRKİYE GENELİNDE DE GERÇEKLEŞEBİLİR”

Türkiye’nin demografik yapısını ve Türk milli kimliğini bugün muhafaza edecek adımları atmazsanız, kendi seçmeniniz de dahil olmak üzere Türk toplumunun tüm kesimlerinin bu husustaki taleplerini bugün yine görmemezlikten gelirseniz emin olun yarın çok geç olacak. Hem Suriyeli sığınmacıların hızlı nüfus artışı hem de gelecekte gerçekleşmesi muhtemel siyasi hak talepleri dikkate alındığında Dilovası’nda gerçekleşen toplumsal olayların yakın gelecekte daha geniş bir mecraya sirayet etmeyeceğini iddia etmek ne yazık ki mümkün değil. İktidar bu göç politikasını değiştirmedikçe Türkiye’de bu olaylar sona ermez, çoğalarak devam eder ve en nihayetinde Türkiye bu işten çok büyük zarar görür. Hükümetin Suriyeliler konusunda ciddi bir politika değişikliğine ihtiyacı vardır. Öncelikli olarak da iktidarın ülkemizi batılı ülkelerin sığınmacı deposu olmaktan bir an önce kurtarması gerekiyor. Bunun içinde mutlaka ve mutlaka gerekli adımların ivedilikle atılması gerekiyor. 18 Mart 2016 tarihli Geri Dönüş Mutabakatı Türk siyasi tarihinde imzalanmış en kötü anlaşmadır. Adeta modern bir kapitülasyondur. Türkiye’nin para karşılığında Avrupa Birliği’nin mülteci kampı haline getirilmesidir. Bu sebeple bu anlaşma derhal sona ermelidir. Yarından tezi yok Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyasi, ekonomik ve demografik sebeplerle Suriyeli sığınmacıların vatanlarına dönüş sürecini derhal planlamak ve bir an önce başlatmak mecburiyetindedir. Eğer iktidar mensupları kendi siyasi ve ideolojik nizamına uygun yeni bir kimlik oluşturmak istiyorsa, toplumsal desteğini sığınmacıları kalıcı hale getirerek değil, onlara vatandaşlık dağıtarak değil, kendi Türk vatandaşlarına, gençlerine sahip çıkarak halletmesi gerekiyor. Bugün yaptıkları bu büyük ihanetin bedelini yakın tarihte Türk milleti çok ağır bedellerle öder. Seçimde alınacak oylar için Türkiye’nin geleceğini feda etmenin hiçbir anlamı yoktur. Tüm partilere çağrımızdır; gelin hep birlikte milli bir tavırla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşı karşıya bırakıldığı demografik riskleri henüz vakit varken ortadan kaldıralım.” Görüşmelerin tamamlanmasının ardından İYİ Parti’nin grup önerisi AK Partili ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzehurses.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.