Dolarda seçim sonrası dalgalanma sürüyor

Dolarda seçim sonrası dalgalanma sürüyor

Dolar/TL bu sabah da güne 32 seviyesinin hemen altından başladı. Yerel seçim öncesi 32,40 seviyesine kadar çıkan dolar/TL kuru seçimlerin ardından 31,9'a gerilemişti. Dolar/TL yerel seçim sonrası tekrar 32 seviyesinin altında işlem görürken bugün piyasada enflasyon verileri ile Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı izlenecek. TL yerel seçimlerin ardından ilk iki işlem gününde dolar karşısında değer kazanıyor. Dolar/TL yerel seçim öncesi son işlem gününü 32,3950 seviysinden tamamlamıştı. Kur Pazartesi 31,9'a gerilemişti. Dolar/TL bu sabah da güne 32 seviyesinin altını test ederek başladı. TL ilk çeyrekte dolar karşısında yaklaşık yüzde 9 değer kaybetmişti. Bayram tatili öncesi lokallerin artan TL ihtiyacı ve seçim öncesi dövize geçenlerin bir kısmısının aynı dönemde TL'ye yönelmesi dolar/TL'de nadir görülen aşağı yönlü baskının ana nedenleri. TL mevduat getirisi de dövize ilgiyi azaltan bir başka unsur. İşlemciler döviz piyasasındaki hareketin kapalı çarşıdan başladığına dikkat çekiyor. Türkiye piyasalarına ilişkin yerel seçim sonrası yayımlanan raporlar da ağırlıklı olarak önümüzdeki dönem ilişkin ilişkin pozitif görüşler içeriyor. Ayrıca bankacıların hesaplamalarına göre net rezervler geçen hafta, yaklaşık 1 milyar dolar artış gösterirken, böylece TCMB rezervlerindeki 25 milyar dolara yaklaşan belirgin kayıp faiz artışını takip eden haftada durdu. TÜFE VE EKK İZLENECEK Bugün 1600'da başlayacak EKK toplantıda gündem ekonomiye ilişkin genel durum değerlendirmesi olacak. İç gündemde Mart ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) öne çıkıyor. TÜFE'nin Mart ayında gıda ve hizmetler fiyatlarındaki artışın katkısıyla aylık %3.5 artması, yıllık TÜFE'nin ise %69.1 seviyesine yükselmesi bekleniyor. Reuters anketinde enflasyonun 2024 sonunda Merkez Bankası'nın (TCMB) %36 tahminlerinin oldukça üstünde %43.75 seviyesinde olması bekleniyor. SEÇİMLERİN ETKİSİ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2023 genel seçimlerindeki zaferinin ardından haftasonu yapılan yerel seçimlerde CHP beklenenin üzerindeki oy oranı alarak büyük başarı sağladı. Piyasalarda seçimin siyasi etkileri takip edilmeye devam ediliyor. Bu kapsamda Erdoğan'ın başkanlık etttiği seçim değerlendirmesinin yapıldığı AK Parti MYK toplantısı dün gerçekleşti. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik dün erken seçim çağrılarının bir mantığı olmadığını belirtirken 31 Mart'ın AK Parti'nin önümüzdeki dönem üreteceği siyaset açısından "dönüm noktası" olacağını ifade etti. AK Parti kaynaklarının verdiği bilgiye göre Erdoğan'ın dünkü toplantıda, enflasyon baskısı ve sonuçlarının 31 Mart'ta "derinden" hissedildiğini, önleyici tedbirlerin yeterli olamadığını, emekliler başta toplumun birçok kesiminin refah kaybına uğradığını belirtti. Kaynaklara göre, toplantıda Erdoğan kendisi dahil AK Parti yönetiminde yer alan herkesin seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamayacağını söyledi. Erdoğan'ın karşısında en büyük rakip olarak görülen Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'u güçlü oy farkıyla ve Mansur Yavaş'ın Ankara'da yine büyük farkla kazanması karşısında Erdoğan'ın bundan sonra nasıl bir strateji uygulayacağı yakından takip ediliyor. Alım gücünün düşmesi ve özellikle emekliler başta olmak üzere çeşitli kesimlerin gündelik hayatta yaşadığı sorunların seçim sonucunda etkili olduğunu Cumhur İttifakı üyesi MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli de kabul etti. AK Parti Dış İlişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı Harun Armağan hafta başında Reuters'a yaptığı değerlendirmede, "Mevcut ekonomik program için ne yapmamız gerekiyorsa yapıyoruz ve Erdoğan'ın yönettiği çok yetenekli ve deneyimli bir ekonomi ekibimiz var. Halihazırda çok sıkı ve disiplinli bir programları var. Bugün zorluklar yaşanabilir ama uzun vadede çok iyi sonuçlar getireceğini biliyoruz" dedi. Erdoğan ise, irtifa kaybı olarak nitelediği partisinin yerel seçimlerdeki sert oy kaybı hakkında "mesajın alındığı" vurgusunu yapmış olsa da, ekonomide ve yargıda atmak istediği adımları nasıl hayata geçireceği konusunda herhangi bir sinyal vermedi. Analistlerin temel vurgusu seçmenin oy verme davranışını güdüleyen "boş tencerenin" nasıl dolacağı sorusu oldu.