Borderline kişilik kavramı,1938 yılında Adolf Stern tarafından, borderline kişilik bozukluğu kavramı ise 1975 yılında Otto Kernberg adlı Avusturyalı bir psikiyatrist tarafından ortaya atılmıştır. Borderline kişilik bozukluğu diğer bir ismiyle sınırda kişilik bozukluğu; ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde başlayan, kişinin benlik algısında bozulma, duygularında tutarsızlık, normalden fazla öfke ve saldırganlık davranışına sebep olan bir kişilik bozukluğudur. Borderline kişilik bozukluğuna sahip bireyler günlük hayatta ciddi sorunlar yaşayabilirler.   Borderline kişilik bozukluğunun nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık, beyindeki bazı yapısal ve işlevsel farklılıklar, sosyal ve kültürel faktörlerin sebep olabileceği düşünülmektedir. Bunların yanı sıra çocukluk döneminde yaşanmış taciz, istismar, ihmal gibi travmatik olaylar da borderline kişilik bozukluğunun gelişmesine yol açabilmektedir.   Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişilerde görülen bazı belirtiler şunlardır: -Benlik duygusunda bozulma, -İlişkilerde tutarsız ve değişken duygular ve ruh hali, -Boşlukta hissetme, -İntihar düşüncesi ya da girişimine kadar ulaşabilen kendine zarar verme durumu, -Öfke kontrolünde zorlanma, -İnsanlara güvenmekte zorlanma ve yersiz şüpheler. Belirtilerin süresi, sayısı ve şiddeti kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Her birey her belirtiyi gösterebildiği gibi göstermediği belirtiler de olabilir.   Borderline bozukluğunun erken fark edilmesi ve tedaviye başlanması oldukça önemlidir. Tedavi ihmal edilirse bu hastalığa sahip bireylerde başta anksiyete, yeme bozuklukları, depresyon, bipolar bozukluk, alkol ve madde bağımlılığı, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu gibi diğer psikiyatrik hastalıkların görülme ihtimali de artabilmektedir.   Borderline bozukluğu tanısı için bir uzmana başvurmanız gerekmektedir. Tedavisinde kullanılan temel yöntem psikoterapidir ve gerekli olduğunda tedaviye ilaç eşlik etmektedir.