Merve Tunç
Köşe Yazarı
Merve Tunç
 

Cotard Sanrısı

Sizce insanların yaşayan bir ölü olduklarını düşünmesi mümkün mü? Ya da yaşarken bazı uzuvlarının ölmek üzere olduğunu düşünmesi?  Bir filmden alıntı yaptığımı düşünebilirsiniz fakat ender rastlanıyor olsa da bu nöropsikiyatrik bir rahatsızlıktır.  Cotard Sanrısı diğer adıyla “Yaşayan Ölü Sendromu”, adını hastalığı 1880’de tanımlayan nörolog Jules Cotard’dan almıştır. Bu bozukluktaki hafif vakalarda umutsuzluk ve hastada kendine yönelik bir nefret hâli görülürken ağır vakalarda yoğun olumsuzlama sanrıları ve kronik depresyon görülmektedir. Tanı kitaplarında Cotard Sendromu ayrı bir hastalık olarak tanımlanmamaktadır fakat yapılan çalışmalar önceden var olan nörolojik rahatsızlıklar ile Cotard sanrıları arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur.  Cotard Sendromuna ait belirtilerin başında deliryum denen bilinçte bulanıklık gelmektedir.  Kişi, kendi varlığını inkâr edip vücudundaki organların aslında var olmadığını iddia eder. Bu rahatsızlık 3 evrede seyretmektedir. İlk evre olan filizlenme evresinde kişi depresyon halindedir ve evhamlı davranışlar sergiler. Çiçeklenme evresi adı verilen ikinci evrede, olumsuzlama deliryumu yoğun biçimdedir ve kişi sendromun oldukça yoğun seyreden bir aşamasını yaşar. En son gelişen ve kronik ismini alan evrede ise kişi yaşadığı kronik depresyona bağlı olarak çeşitli sanrılara maruz kalır. Sahoo ve Josephs adlı iki araştırmacının 2017’de yaptığı bir çalışmada Cotard Sendromuna sahip olan inceledikleri 12 hastadan 8’i ölmüş olduklarını iddia ederken, 4’ü ölmekte üzere olduklarını belirtmişlerdir. Öldüğünü iddia eden 8 hastanın yarısı sağlık çalışanları tarafından öldürüldüğünü söylerken, ölmekte olduklarını iddia eden hastalardan üçü iç organlarının çeşitli virüsler, kurtlar ve böcekler tarafından kemirildiğini ifade etmiştir. Hastalarda aynı zamanda depresyon, şizofreni, madde bağımlılığı ve katatoni gibi psikiyatrik bulgular da görülmüş. Cotard Sendromunun tedavisinde genel olarak elektrokonvulsif tedavi denilen beyne tedavi amaçlı verilen şok dalgaları ve ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Fakat şok tedavisi etik açıdan tartışmalı bir tedavi şekli olduğundan halen yeni tedavi yöntemleri aranmaktadır. Ayrıca bunlarla birlikte davranışçı terapinin de sanrıların tedavisinde etkili olduğu bulunmuştur. 
Ekleme Tarihi: 02 Kasım 2021 - Salı

Cotard Sanrısı

Sizce insanların yaşayan bir ölü olduklarını düşünmesi mümkün mü? Ya da yaşarken bazı uzuvlarının ölmek üzere olduğunu düşünmesi? 

Bir filmden alıntı yaptığımı düşünebilirsiniz fakat ender rastlanıyor olsa da bu nöropsikiyatrik bir rahatsızlıktır. 

Cotard Sanrısı diğer adıyla “Yaşayan Ölü Sendromu”, adını hastalığı 1880’de tanımlayan nörolog Jules Cotard’dan almıştır. Bu bozukluktaki hafif vakalarda umutsuzluk ve hastada kendine yönelik bir nefret hâli görülürken ağır vakalarda yoğun olumsuzlama sanrıları ve kronik depresyon görülmektedir. Tanı kitaplarında Cotard Sendromu ayrı bir hastalık olarak tanımlanmamaktadır fakat yapılan çalışmalar önceden var olan nörolojik rahatsızlıklar ile Cotard sanrıları arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. 

Cotard Sendromuna ait belirtilerin başında deliryum denen bilinçte bulanıklık gelmektedir. 

Kişi, kendi varlığını inkâr edip vücudundaki organların aslında var olmadığını iddia eder. Bu rahatsızlık 3 evrede seyretmektedir. İlk evre olan filizlenme evresinde kişi depresyon halindedir ve evhamlı davranışlar sergiler. Çiçeklenme evresi adı verilen ikinci evrede, olumsuzlama deliryumu yoğun biçimdedir ve kişi sendromun oldukça yoğun seyreden bir aşamasını yaşar. En son gelişen ve kronik ismini alan evrede ise kişi yaşadığı kronik depresyona bağlı olarak çeşitli sanrılara maruz kalır.

Sahoo ve Josephs adlı iki araştırmacının 2017’de yaptığı bir çalışmada Cotard Sendromuna sahip olan inceledikleri 12 hastadan 8’i ölmüş olduklarını iddia ederken, 4’ü ölmekte üzere olduklarını belirtmişlerdir. Öldüğünü iddia eden 8 hastanın yarısı sağlık çalışanları tarafından öldürüldüğünü söylerken, ölmekte olduklarını iddia eden hastalardan üçü iç organlarının çeşitli virüsler, kurtlar ve böcekler tarafından kemirildiğini ifade etmiştir. Hastalarda aynı zamanda depresyon, şizofreni, madde bağımlılığı ve katatoni gibi psikiyatrik bulgular da görülmüş.

Cotard Sendromunun tedavisinde genel olarak elektrokonvulsif tedavi denilen beyne tedavi amaçlı verilen şok dalgaları ve ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Fakat şok tedavisi etik açıdan tartışmalı bir tedavi şekli olduğundan halen yeni tedavi yöntemleri aranmaktadır. Ayrıca bunlarla birlikte davranışçı terapinin de sanrıların tedavisinde etkili olduğu bulunmuştur. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzehurses.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.