Fatih sıradan bir hükümdar, sıradan bir komutan değil çağ açıp çağ kapatan, doğu ve batı sentezini yapabilen, yaşadığı asra ve sonraki asırlara damgasını vuran bir dehaydı. İtalyan kaynaklarında “Grand Turco/Büyük Türk” olarak geçen Fatih, çocukluğunda Molla Hüsrev, Molla Gürânî, Hoca Zâde, Hızır Bey Çelebi, Ali Tûsî, Molla Zeyrek, Sinan Paşa, Molla Lütfi, Fahreddin-i Acemî, Akşemseddin ve Hoca Hayreddin gibi isimlerden eğitim görmüştü. Fatih’in ileride ne kadar büyük bir hükümdar, komutan ve entelektüel olacağı çocukluk döneminde yaptıklarından belliydi. Onun çocukluk dönemini yansıtan en önemli eser ise ona atfedilen “Fatih’in Çocukluk Defteri” adlı eserdir.
Fatih’in çocukken karalama defteri olarak kullandığı bu defterde kendisine ait çizimler yer almaktadır. Çizimlerden onun teknik ve sanatsal yönünün ne kadar güçlü olduğu anlaşılmaktadır. Defterde Fatih ve devrine ait hiçbir kayıtın bulunmaması, defterin kime ait olduğuna yönelik şüpheler uyandırsa da çizimlerde yer alan tuğraların, Fatih’in tuğraları ile büyük bir benzerlik göstermesi ve defterin Topkapı Sarayı Kütüphanesinde bulunması nedeniyle Süheyl Ünver, bu defterin Fatih’e ait olabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle bu defterin, Fatih’e ait olma ihtimali çok yüksektir.
Defterde Fatih’in tuğra denemeleri dışında o dönemde birçok eserde rastlanan farklı farklı çiçek motifleri, at başları, kuş çizimleri (baykuş, kartal, leylek), kanat şeklinde desenler ve Fatih’in başta hocaları olmak üzere etrafında gördüğü kimselerin çizimleri, karikatürleri, yüz çizimleri yer almaktadır. Ayrıca defterde Yunanca, Arapça, Latince, Farsça ve İbranice metinlere de yer verilmiştir. Defter, 180 sayfadan oluşmakta olup 21,5 x 28,5 ebatlarında toplamda 180 sayfadır. Defter yaprakları beyaz, mühreli kâğıtlardan yapılmış olmakla birlikte pürtüklüdür. Defterin, Sultan II. Abdülhamid döneminde saray mücellitleri tarafından ciltlenmiştir. Bundan dolayı mevcut nüshanın daha yakın bir döneme ait olduğu düşünülmektedir. Defterdeki desen ve çizimlerde siyah mürekkep kullanılmış, yazım işlemiyse ince uçlu kamış kalemle yapılmış bazen ise fırça kullanılmıştır. Defterin Fatih’e ait olduğunu gösteren en önemli delillerden birisi defterdeki tamamlanmış tuğra eskizleri incelendiğinde; “Sultan Mehmed Han bin Murad Han el-Muzaffer Daima” kalıbının istifi olduğunun gözükmesidir. Bu kalıp ve tuğra Fatih’in şehzadelik döneminde kullandığı tuğra ile büyük benzerlik göstermektedir. Süheyl Ünver, uzun süren araştırmalarının ardından bu defteri 1961 yılında “Fatih’in Çocukluk Defteri” adıyla yayımlamış, bu önemli eseri kültür dünyamıza kazandırmıştır. Defterde yer alan çizimlerden örnekler aşağıda paylaşılmıştır. Bu yazı vesilesiyle İstanbul’un Fethi’nin 572. yıl dönümü kutlu olsun. Büyük Fatih’in ve tüm Türk büyüklerinin ruhları şad olsun...