TARİHÇİNİN NOT DEFTERİ
Köşe Yazarı
TARİHÇİNİN NOT DEFTERİ
 

LEYLA ile MECNUN’DAN ROMEO ve JULİET’E

Dil, tarih, kültür bir toplumu toplum yapan toplum olmaktan da öte millet yapan en temel ögelerdir. Bu alanlardaki birikim, toplumların kimliğini koruması ve bu kimliğin gelecek kuşaklara aktarılması açısından son derece önemlidir. Bir millet, tarihi, dili, örf-adeti, gelenek ve göreneği ile var olur. Kültür ise bu bileşenlerin toplamıdır. Kültürel kimliğin kodları yalnızca dil ve tarihde değil bu alanlardaki birikimin parçası olan mitlerde, hikâyelerde, şiirlerde, türkülerde destan ve masallarda saklıdır. Bu alanlarda yaşanabilecek yabancılaşma, milli kimliğin zarar görmesine neden olacak ve bir kopuş yaşanması kaçınılmaz olacaktır. İletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte siyasi-ekonomik emperyalizm yerini kültürel emperyalizme bırakmıştır. Doğu ve batı arasındaki mücadele siyasi zeminden kültürel zemine kaymıştır. Batı kendi kültürel değerlerini evrensel değerler olarak dünyaya takdim etmekte, Türk toplumu dahil olmak üzere birçok toplum, batının kültürel hegemonyası altında kalmaktadır. Günümüzde büyük aşklar denilince Leyla ile Mecnun, Aslı ile Kerem, Ferhat ile Şirin yerine ilk akla gelen “Romeo ile Juliet” oluyorsa yardımsever insanlar denilince ömrünü insanlara yardım için adayan, elindeki her şeyi yoksullar için dağıtan İslam tarihinin en sembol isimlerinden “Ebu Zerr” değil de ilk ilk akla gelen “Robin Hood”, “Heidi” oluyorsa kültürel kopuş gerçekleşmiş demektir.   Bizim masallarımızın, hikâyelerimizin yerini başka toplumların masalları, hikâyeleri alıyorsa bu tarihsel ve kültürel bağlamdan kopuşu göstermekte, Türk milleti hızla mankurtlaşmaktadır. Üstelik bu mankurtlaşma sadece edebiyatla sınırlı kalmamıştır. Mankurtlaşma, kültür kavramını oluşturan diğer paydaşlarda da (giyim-kuşam, yeme- içme vb.) etkisini göstermektedir. Bu mankurtlaşmanın nedeniyse batı taklitçiliği ve kendi değerlerinden uzaklaşmaktır. Toplumumuz, kültürel ve ekonomik kalkınmasını gerçekleştiren her toplum gibi dünyaya entegre olmalıdır. Fakat bu entegrasyon süreci bir asimilasyona dönüşmemeli, kültürel kimliğimiz ve milli benliğimiz korunmalıdır. Bunun yolu da tarihin en kadim medeniyetlerinden birisi olan Türk kültür ve medeniyetini yaşatmaktan geçmektedir. Vatanımızı yüzyıllar boyunca düşman işgaline karşı koruduğumuz gibi kültürel kimliğimizi, milli benliğimizi oluşturan tarihimizi, dilimizi ve bu toplumu millet yapan her türlü değeri, düşünsel işgallere karşı korumalı, mücadele etmeliyiz. Yazımı bitirmeden önce ömrünü ülkemizin bilimsel ve kültürel kalkınması için feda eden Türk dili ve kültürünün büyük savunucusu Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu başta olmak üzere bu yolda mücadele eden tüm aydınlarımızı rahmetle, minnetle anıyorum. Taklit etmeden, bizi biz yapan değerleri kaybetmeden, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak dileğiyle…
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2023 - Pazar

LEYLA ile MECNUN’DAN ROMEO ve JULİET’E

Dil, tarih, kültür bir toplumu toplum yapan toplum olmaktan da öte millet yapan en temel ögelerdir. Bu alanlardaki birikim, toplumların kimliğini koruması ve bu kimliğin gelecek kuşaklara aktarılması açısından son derece önemlidir. Bir millet, tarihi, dili, örf-adeti, gelenek ve göreneği ile var olur. Kültür ise bu bileşenlerin toplamıdır. Kültürel kimliğin kodları yalnızca dil ve tarihde değil bu alanlardaki birikimin parçası olan mitlerde, hikâyelerde, şiirlerde, türkülerde destan ve masallarda saklıdır. Bu alanlarda yaşanabilecek yabancılaşma, milli kimliğin zarar görmesine neden olacak ve bir kopuş yaşanması kaçınılmaz olacaktır. İletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte siyasi-ekonomik emperyalizm yerini kültürel emperyalizme bırakmıştır. Doğu ve batı arasındaki mücadele siyasi zeminden kültürel zemine kaymıştır. Batı kendi kültürel değerlerini evrensel değerler olarak dünyaya takdim etmekte, Türk toplumu dahil olmak üzere birçok toplum, batının kültürel hegemonyası altında kalmaktadır. Günümüzde büyük aşklar denilince Leyla ile Mecnun, Aslı ile Kerem, Ferhat ile Şirin yerine ilk akla gelen “Romeo ile Juliet” oluyorsa yardımsever insanlar denilince ömrünü insanlara yardım için adayan, elindeki her şeyi yoksullar için dağıtan İslam tarihinin en sembol isimlerinden “Ebu Zerr” değil de ilk ilk akla gelen “Robin Hood”, “Heidi” oluyorsa kültürel kopuş gerçekleşmiş demektir.
 
Bizim masallarımızın, hikâyelerimizin yerini başka toplumların masalları, hikâyeleri alıyorsa bu tarihsel ve kültürel bağlamdan kopuşu göstermekte, Türk milleti hızla mankurtlaşmaktadır. Üstelik bu mankurtlaşma sadece edebiyatla sınırlı kalmamıştır. Mankurtlaşma, kültür kavramını oluşturan diğer paydaşlarda da (giyim-kuşam, yeme- içme vb.) etkisini göstermektedir. Bu mankurtlaşmanın nedeniyse batı taklitçiliği ve kendi değerlerinden uzaklaşmaktır. Toplumumuz, kültürel ve ekonomik kalkınmasını gerçekleştiren her toplum gibi dünyaya entegre olmalıdır. Fakat bu entegrasyon süreci bir asimilasyona dönüşmemeli, kültürel kimliğimiz ve milli benliğimiz korunmalıdır. Bunun yolu da tarihin en kadim medeniyetlerinden birisi olan Türk kültür ve medeniyetini yaşatmaktan geçmektedir. Vatanımızı yüzyıllar boyunca düşman işgaline karşı koruduğumuz gibi kültürel kimliğimizi, milli benliğimizi oluşturan tarihimizi, dilimizi ve bu toplumu millet yapan her türlü değeri, düşünsel işgallere karşı korumalı, mücadele etmeliyiz. Yazımı bitirmeden önce ömrünü ülkemizin bilimsel ve kültürel kalkınması için feda eden Türk dili ve kültürünün büyük savunucusu Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu başta olmak üzere bu yolda mücadele eden tüm aydınlarımızı rahmetle, minnetle anıyorum. Taklit etmeden, bizi biz yapan değerleri kaybetmeden, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak dileğiyle…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzehurses.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Barış Çomak
(17.09.2023 22:54 - #212)
Muhammed hocam kalemine sağlık Çok güzel ifade etmişsiniz. Ve malisef yozlaşma artık kimsenin farkında yada umrunda bile olmadan çok hızlı ilerliyor Sağlıcakla...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzehurses.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.